Cihangir Camii, İstanbul'un Pürtelaş Mahallesi'nde, Marmara Denizi ve Boğaziçi'ne hakim bir tepede konumlanmıştır.
Cami, Kanuni Sultan Süleyman'ın Hürrem Sultan'dan olan ve genç yaşta vefat eden oğlu Cihangir'e adanmıştır. İlk olarak Mimar Sinan tarafından 1559-1560 yıllarında tamamlanan cami, zaman içinde beş yangın geçirmiş ve her seferinde restore edilmiştir.
1880 yılında II. Abdülhamid tarafından yeniden inşa edilen cami, genel hatlarıyla tek kubbeli ve kare planlıdır. Üç bölümlü son cemaat yerinin iki köşesinde iki minaresi bulunmaktadır. Mimar Sinan'ın tasarladığı dört köşeye oturtulan kubbe sayesinde duvarlar taşıyıcı özelliklerini kısmen kaybetmiş, bu da caminin üst kısımlarında yelpaze biçiminde yayılan pencere düzeni ile sonuçlanmıştır.
Günümüzdeki yapının mimarı hakkında kesin bilgi bulunmasa da bazı kaynaklarda Sarkis Balyan'ın ismi geçmektedir, ancak bu bilgiyi ihtiyatla karşılamak gerekebilir.Cihangir Camii, tarihi boyunca çeşitli trajedilere ve yangınlara sahne olmuş, ancak her seferinde restore edilerek günümüze ulaşmıştır.
Caminin içinde bulunan kalemişler, dönemin ustalarının elinden çıkma ve görülmeye değerdir. Ayrıca iç mekanda Hasan Rıza, Mehmed Tahir ve Mısrizade Ali Rıza Üsküdarî gibi ünlü hattatların yazdığı 30'a yakın levha bulunmaktadır.
Şehzade Cihangir Camii, İstanbul'un Boğaz'a hakim bir noktasında yer alması nedeniyle özel bir konuma sahiptir ve Tarihi Yarımada'dan başlayan panoramik manzarası, Çengelköy'e kadar uzanmaktadır.